Karınca
15 Mayıs 2020, Cuma 11:27İçinden geldiği gibi hareket etmedi, farklı kaygılarla yaşadı canlar nedense. Bin bir engele rağmen kilometrelerce öteden rızık taşıma derdindeydi heybeler. Engebeydi, çetindi, kimsenin hikmetini anlamayacağı, herkesin varamadığı emek kokan dik yokuşlar. Birlikte yola çıktıklarıyla gidiyordu bir yerlere, kimi geriye kimi ileriye. omuz omuza kafa kafaya, düşe kalka, çarpışa çarpışa, müstakbel neslin hatırına bozmadı intizamı, kırılmadı kimseye. Sırtlarda taşınan, bedenden yirmi kat daha ağır, teferruatı bilinmez yükler vardı. Büyük mefkûreye matuftu, atılan o küçük adımlar. Kışa hazırlıktan mı, görünmeyen bir güce karşı duyulan korkudan, isyandan mı? Tezat değil miydi bu cüsseyle bu kabiliyet, bir ferasetin eseri miydi bazen yetişemeyeceğini hatta öleceğini bile bile söz konusu gayrete aşık cesaret? Zira korkmamıştı hata yapmaktan, üç yanlış bir doğruyla yıllarca tehdit edilmiş olmasına rağmen. Ezildi, göbeğinden yeri görmeyen burnu havada birilerinin ayakları altında. Küçüktü küçücüktü ne istediler bir üflemelik canından. Zira, kibirden yükselen başlar bir kere, baksaydı yere, girmezdi mezarsız toprağa, ecel uğramazdı belki diyarına. Daha varacak menziller, yapılacak işler vardı. Hayat böyle mi son bulmalı, sonu öyle mi olmalıydı? Hep yarım bırakıldı hayaller, buruk kaldı tüm sevinçler…
Velhasıl, kim ne yaparsa, ne anlarsa anlasın, yol benim kaygı senin olsun dedi karınca...
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum